"Bir fican kahvenin kırk yıl hatırı var." Biz bu sözün içeriğini tüm vücudumuza nüfuz edecek kadar anlayarak ve yaşayarak büyüdük. Biz büyüdük de acaba şimdilerde bu sözün ne kadar anlamı var? İşte izninizle onu sorgulamak istiyorum:
Küresel ekonominin insanları kullandığı bir dünyada, insanlar iki guruba ayrılmıştır. Gözü aç olanlar, karnı aç olanlar. İşte bu iki gurubu da doyurmak çok zorlaştı. Karnı aç olanlar doymasına doyacak ama, gözü aç olanlar doymadığı müddetce aç olanların doymasına imkan yok. Aslında dünyada var olan kaynaklar, tüm insanlığa yetecek kadar olduğu ortada. Ama tüketim toplumunun çığ gibi büyüdüğü bir zamanda, her geçen gün karnı aç olanların sayısı da bir o kadar tırmanışa geçecektir. "Birleşmiş Milletler 2004 Kalkınma Raporuna göre, Afrika'da 323 milyon insan günde 1 doların altında bir gelirle yaşıyorlar." 185 milyon afrikalı hergün açlıktan ölme riski ile yaşıyor.
Dünyanın durumu bu! Biz de faklı mı? İşte bir zamanlar savaştan çıkmış ülkemiz de fakirlik vardı, ama aç mezarı yoktu. Bu kültürün evlatları olarak fakirleri "aç" bırakmayan kültürümüzün yok edilişinin acısını, her geçen gün içimde hissediyorum. Bu yok oluş, bir canavar gibi büyüyerek, adeta gözü açlar ordusunun doymazlığını gözler önüne seriyor.
Evet, bir televizyon kanalında, hem de haber kuşağında 35 YTL. değerinde bir fican kahvenin artık zevki mi desem, yoksa acısı mı, kararı yazımın konusu oldu. İşte, hepimizin ağız tadı olan acı kahveyi nasıl da ulaşılmaz bir tat haline dönüştüğünün ibretlik haberiydi; altın tozlu "Türk Kahvesi". Adı Türk Kahvesi; ama "altın tozu" ithal. Hem de kuzey Avrupa'dan ithal. "Olur mu?" demeyin, oldu bile! Tıpkı İdi AMİN'in balıklarına altın attığı gibi; biz de insanlar, bir yandan açlıkla boğuşuyor çöplerden besleniyor, öte yandan da işte böyle altın tozlu kahveyi, "sınıf atlama" keyfi yaratarak içebiliyor! Bilmem bu durumdan utanç duyabilecek miyiz?! Hani "komşusu açken, tok yatan bizden değildir!" diye bir hadisimiz var. Ne güzel ifade etmiş sevgili peygamberimiz. Ama bu felsefeyi gözardı etmekte, acaba bizlerin günahı değil midir? İşte bu anlayışla çıktık yola, "komşu anne" düşüncesiyle aç bırakmadık çevremizde. Gizli gizli, aç anneleri doyurduk. "Bir elin verdiğini, öbür el görmez" zihniyetiyle büyütüldük. Ama ne oldu da, bu düşünceleri bir çırpıda harcadık ve yok ettik? Nasıl oldu da karnı aç insanları çoğalttık?
Bir alyans yapımı için 3 ton zehirli atık ortaya çıkmaktadır. Bu atıklar da siyanür ve kimyasal maddeler içermektedir. İşte bu durumu bilen olarak, altın tozlu "Türk Kahvesi" içmenin ne anlama geldiğini ve aç gözleri doyurmanın bedelini hem doğa, hem de masum insanlarla birlikte, tüm canlıların ödediğini üzülerek burada ifade ediyorum. Bir başka açıdan da konuya yaklaşmak istiyorum: Bu neviden sunumları belki ekstra bir hizmet olarak algılamak isteyenler olabilecektir. O vakit, bu haberin tüm ülkeye duyrulmasına ne dersiniz? insanların kalplerinde, ruhlarında nasıl bir yara bırakır hiç düşünüldü mü? Karnı açlar nasıl etkilenir bu haberden? Yorumu sizlere bırakmak istiyorum.
Ülkemiz insanlarının büyük bir kısmı inanıyorum ki "açım" diyenleri o muhteşem kültürümüz ve inancı doğrultusunda sessiz sedasız doyurmayı asil ruhlarıyla yerine getiriyordur. Duyduğum korku ve endişe bu asil ruhların yok edilmesi sürecine sokulmak istenmesidir.
"Biri yer biri bakarsa, kıyamet ondan kopar!" anlayışının bugünlerde her alanda ortaya çıktığı bir sürecin içerisindeyiz. Korkarım ki, kıyamet alameti olarak algılamamız gereken açlık, susuzluk ve doğal afetlerle bir dizi tehlike sinyalleri çoktan kapımıza dayandı. Bunu görmemek için kör ve sağır olmamız gerekiyor. Milyonlarca insan katlediliyor! Milyonlarcası açlıktan ölüyor! Milyonlarcası! kendi ellerimizle yok ettiğimiz doğanın intikamıyla ölüyor! Bir kısım insanlar da aymazlık içerisinde "sınıf atlama" heyecanıyla yanıp tutuşuyor!
Tüm bu nedenlerle ölen insanların bir de katilleri var! Bu sorumsuzluğa DUR diyebilecek vicdanların, tekrar yeni bir ruhla, eski güzelliklerimize ve değerlerimize sahip olarak heyecanını paylaşabilmenin umudunu, yüce milletimizden bekliyorum.
Sevgi ve saygılarımla!
KAÇAN KAÇAN [Tüm Yorumlarını Göster] 08.07.2008 - 12:20
YanıtlaSilSevgili Tülay gerçekten düşünülmesi gereken bir konu.adına ister değerlerimiz diyelim ister komşumuza yardım ister İslam Dininin Farz kıldığı zekat müessesesi hiçbirimiz topu sözde müslüman olup özde olmayanlar var deyip birbirimizin üzerine atmayalım.Yüzde doksandokuzu müslüman olan bir ülkede Herkes kendine düşen görevi yapmak için çuvaldızı önce kendine batırsaydı tabiki gördüğümüz bu içler acısı durum ortaya çıkmazdı.Haydi arkadaşlar iş başına.Umarım sözde değil özde gayretin içinde oluruz. Yazını ve seçtiğin konu için seni kutlarım.
Misafir 06.07.2008 - 21:48
tülay hanım gözü aç ve karnı aç ifadeniz bizi çok etkiledi.bizce hayatın anlamı ve acımasızlığı bu ikisi arasında.teşekkürler.ayhan -özlem-yağmur
adil kacar [Tüm Yorumlarını Göster] 06.07.2008 - 12:27
Tülay Hanım.Yazılarınızı uzun zamandır takip ediyorum.Bu yazınız birazcık fazla insalcıl olmuş.Bu yüzyılda insanlar yaşayabilmek için yılan ile denize düşüyor,denizde yılanı boğarak kıyıya çıkıyor.İnsanların artık yılandan daha tehlikeli olduğu bir ortam yarattıklarını unutmamak lazım.Yazılarınızı takip etmeye devam ediyoruz.saygılar.
murat devrim çelik [Tüm Yorumlarını Göster] 06.07.2008 - 03:43
tülay hanım yazılarınızı büyük bir keyifle takip ediyorum ... ve devamını diliyorum ...
sezen soykan [Tüm Yorumlarını Göster] 05.07.2008 - 08:35
Altın tozlu kahve mi? insanlar gerçekten çıldırmş olmalı...Aç olanlara yardım etmemek belki kişinin kendi vicdan muhasebesidir ama altın tozlu kahve içmek nasıl bir deliliğin dışa vurumudur?
Misafir 05.07.2008 - 01:23
ayfer hanım, tülay hanımın yazılarını takip eden ve puanlayanlardan birisiyim. merak ettim, siz yazıyı okuduktan sonra bir de tüm yorumları mı okudunuz? beğenmediğiniz yazının üzerinde durmak anlamsız. birde yazının içeriği yaşla mı bağlantılı olmalı? eleştirileriniz konu, yazı üzerinde olursa bizlerde sizden yaralanmış oluruz.
ayfer AKAN YILMAZ [Tüm Yorumlarını Göster] 04.07.2008 - 18:41
Tülay hanim bir tane bile gerçek yorumcu yazınızı okuyup yorum yapmamış dikkat ettiniz mi?Yorumlarınıza baktım hepsi sadece size çalışmış ve kusur bulamamışlar.Jüri ne yazık ki henüz dehanızı keşfedememiş.Kusura bakmayın ama yorumcularınızı uyarın böyle bir kalabalık bulmuşken oyunu kuralına göre oynayın ya da daha güzel yaşınıza uygun yazılar yazın bence.
dilek doğru [Tüm Yorumlarını Göster] 04.07.2008 - 16:48
MERHABA sevigi tülay hanım ,bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır ne kadarda güzel anlatmışsınız.KALMADI TÜLAY HANIM ne hatır nede gönül ben yazıyı okurken çok duygulandım etkilendim söylemek istediğim çok şey var ama burası yeri değil.ben sizi tebrik ederim herzamanki gibi harikaydaydınız elleriniz dert görmesin kaleminize sağlık okuyucunuz bol olsun sevgi ve saygılarımla...
ahmet metin kuyucu [Tüm Yorumlarını Göster] 04.07.2008 - 08:18
İnsanın gözü aç oldu mu kimseyi görmez varsa yoksa ben ben ben...yazınızı çok beğendim kaleminiz kuvettli,başarılar.
Serkan Alpaslan [Tüm Yorumlarını Göster] 03.07.2008 - 14:00
Belki de dünyanın en önemli konularından birine değinmişsiniz. Gerçekten mükemmel bir yazı. Ne yazık ki gözü doymayanlar her geçen gün artıyor. Belki bir gün karnı aç olanlara sıra gelecektir. Ama AÇLIK bütün dünyanın ayıbı. Güzel ülkemde maalesef bazı değerlerimizi yitiriyoruz. Ultra müslüman geçinipte sevgili peygamberimizin dile getirdiğiniz o güzel sözünü unutanlar çok fazla. Allah bunları ıslah etsin. Yazılarınızın devamını bekliyoruz.
ayşe ataoğlu [Tüm Yorumlarını Göster] 03.07.2008 - 13:02
Yaradanımız tüm canlılara yeterince yiyecek ve içeceğini vermiştir. Yetmediği konusu yine insanların doymaz aç gözlülüğü neticesiyle ilgilidir. Doğaya hükmetmek gibi bir tutum, insanlığın sonunu hazırlamaktır.
ümiddin can [Tüm Yorumlarını Göster] 03.07.2008 - 11:22
Millet olarak biz her zaman yüksek vicdani duygulara sahibiz. Belki, zaman zaman kaybettik zannettiğimiz anlar olabilir; ama bu tamamiyle yitirdik anlamı taşımıyor. Şimdi birlik zamanı. Teşekkürler,
deniz selçuk [Tüm Yorumlarını Göster] 03.07.2008 - 09:40
TEBRİKLER TÜLAY HANIM..YİNE ÖYLE GÜZEL ANLATMIŞSINIZ Kİ DİYCEK BİŞEY YOK BENCE ...ANLAYANA TABİKİ...
Misafir 02.07.2008 - 18:59
o hale geldik ki ,bir parça ekmek için birbirlerini ezen insanlar o ekmeği yanındakiyle paylaşmayı unuttu. hayatta kalabilme mücadelesi belki. asıl unutanlar tabii altın tozlu kahvelerle farklı dünyalarda yaşadıklarını düşünenler, insanlıklarını unutanlar. ama ben biliyorum ki ülkemin her köşesinde insani duygularını muhafaza eden çok insanım var ve onlar hiç bitmeyecek.
hüseyin öztaş [Tüm Yorumlarını Göster] 02.07.2008 - 18:03
Hatırı sayılacak bir kahvemiz bile kalmamış!
ergil coşkunkanlıgil [Tüm Yorumlarını Göster] 02.07.2008 - 17:49
Bugün dost bildiğimiz kişiler biran için düşman oluyor.Hep menfaetlerini düşünerek maddiyatlarını öne çıkarttırarak böyle dostluk olmaz olsun.İçtiğimiz kahvesini haram olsun diyiyorlar.Unutmayalım BİR FİNCAN KAHVENİN KIRK YIL HATIRI VAR.
Ege su Kısaoğlu [Tüm Yorumlarını Göster] 02.07.2008 - 16:37
O kadar çok atasözü var ki hepsi de bir birinden ayrı özel gizli anlamlar katar hayatımıza...Bir fincan kahvenin kırk yıl hatrı vardır...Evet çok doğru,keşke şu yaşadığımız yüzyılda da devam etseydi bu gelenek...Ama şu da var ki hiç kimsenin birbirine güveni kalmamış.Kalamaz elbet,insanların mutluluğu başkasının mutsuzluğundan geçiyor artık.Böyle bir insanlık olabilir mi?Bu yazıyla gerçekten atasözlerimizin yerine getirilmesi gerektiğini anlıyoruz. TEBRİK EDERİM
gülay kısaoglu [Tüm Yorumlarını Göster] 02.07.2008 - 16:10
İnsan olmanın artık bana ağır geldiğini düşündüğüm şu günlerde;yazınız bana umut penceremi araladı.Evet bir fincan kahvenin kırk yıl hatrı var.Öyleyse aldığımız her nefes için Yaradan'a şükredip,yaradılan için kırk yıl değil bir ömür yaşamak gerekir.Hem de yılmadan ,insan olmanın gerekliliğini üzerimizde yük olarak görmeden.Sizin gibi kişilerin varlığı yalnız olmadığımı düşündürdü.Tüm insanlık için güzel ,daha adil günler dileğimle. Yüreğine sağlık.
mehmet yazıcı [Tüm Yorumlarını Göster] 02.07.2008 - 15:36
tülay hanım sizce son 20 yıldaki merkezi otoritenin uyguladığı poltikalar nedeniyle fikri olarak yozluğun sınırlarını zorlayacak hale gelen halk kitlemizde erdemleri değerlendirebilecek vicdani izan kaldı mı ,umutlarımız sürmeli mi?
nural tekman [Tüm Yorumlarını Göster] 02.07.2008 - 15:16
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var idi. bunlar malesef artık yok oldu.Kahvenin tadı unutuluyor yerine bızım yeni öğrendiğimiz neskafeler geldi.Ben halaTÜRK KAHVESİNE devamettiğim gibi biricik kızıma ,biricik damadımada aşıladım .Teşekürler tülay hanim TÜRK KAHVESİNDEN gbahsettiğiğniz için
basak çelik [Tüm Yorumlarını Göster] 02.07.2008 - 11:42
Aslında özümüzde vardır bizim,komşuluk kavramımız,yardım severliliğimiz.. Ama ne olduysa bi vurdumduymazlık bi boşvermişlik.. Biz bu değiliz aslında.. Zamana mı uyduk yoksa zaman mı bize uydu bilemiyorum.. Yinede içizdeki insan sevgisi yardımseverlik ve muhtaçlara yardım konusunda cok kötü yerlere gitmeyeceğimize dair umutlarım var.. Umutsuz olmamak dileğiyle..Sağolun Tülay Hanım ;umudumu farkettirdiğiniz için..
ruhi kısaoglu [Tüm Yorumlarını Göster] 02.07.2008 - 09:35
En güzel yazın olduğunu düşünüyorum.Toplumsal hastalığımız gereği giden gittikten sonra hayıflanırız.Cinayeti işler ve pişmanım der.Şimdiki aklım olsaydı yapmazdım der.Hele bir o zamanlar gelsin düşünürüz der.Aç mezarı olacak artık.Bireysel yaşamın gereğidir bu tarz düşünüş ama toplum bazında.Yüksek yaşam kalitesinde olanlar geleceği planlar.Artık halk için hatır gönül kalmadı maalesef.Son ağaç kesildiğinde ,son yağmur damlası düştüğünde keşke yapmasaydık bir anlam taşımıyacak.Sevgilerimle.
baran dayan [Tüm Yorumlarını Göster] 02.07.2008 - 08:02
İnsanlığı elinde tutarak yücelten kültürümüzü devraldığımız gibi yaşatamadık. Umarım farkına varararak kendimize geliriz. Tebrikler.
deniz deniz [Tüm Yorumlarını Göster] 01.07.2008 - 23:29
Ne güzel konular bulup çıkarıyorsun. Bu bile senin ne kadar dolu bir insan olduğunun kanıtı.Her yazında başka bir düşünceyi uyandırıp, insanların farkına varmalarını sağlıyorsun.. "Deniz Yıldızı" hikayesindeki gibi bir yıldızı bile kurtarsak kardır...Güzel yazılarını sabırsızlıkla bekliyorum.
sinem çiçek [Tüm Yorumlarını Göster] 01.07.2008 - 19:45
Tebrikler Tülaycım DURMAK , SİNMEK DÖNMEK YOK YOLA DEVAM..........................................................................